Yüz ve vücutta oluşan kılcal damar genişlemeleri
Yüzümüzdeki ya da vücudumuzdaki kılcal damarların zamanla genişleyerek görünür bir hal alması, çoğu zaman sağlık açısından çok ciddi bir sorun oluşturmasa da görüntü bakımından kişiyi rahatsız ve mutsuz edebilmektedir.
Toplumda ortalama %15 oranında görülen kılcal damar genişlemelerine özellikle açık cilt rengi olanlarda daha sık rastlanmaktadır. Özellikle yüz ve bacaklarda kılcal damar genişlemeleri daha sık karşımıza çıkmaktadır. Bacaklardaki kılcal damar genişlemelerine kadınlarda yapısal olarak daha sık rastlanır. Isı artışı, fazla ayakta durma, bacakları sarkıtarak uzun süreli oturma kılcal damar oluşumunu artırır. Yüz bölgesinde kılcal damar genişlemesine sebep olan durumların başında ise genetik faktörler, kuru bir cilde sahip olma, hassas cilt yapısı, uzun süre östrojen ve kortizon içeren ilaçların kullanımı, güneşin zararlı ışınlarına fazlaca maruz kalma, travmalar, aşırı alkol tüketimi, gebelik gibi durumlar sayılabilir. Yukarıda saydıklarımızın haricinde; spideranjioma, telenjiektazi, rozasea (gül hastalığı), doğum lekesi olan portweinstain(şarap lekesi hastalığı) kılcal damar genişlemelerine sebep olan durumlardandır.
Lazer ile kılcal damar Tedavisi
Lazerle kılcal damar tedavisi sayesinde kılcal damarlardan kaynaklı hoş olmayan görüntünün giderilmesi oldukça başarılı bir şekilde sağlanmaktadır. Kılcal damarların tedavisinde lazer yöntemi adeta altın standart haline gelmiş bir yöntemdir.
Bu tedavi yönteminde uygun dalga boyundaki yoğunlaştırılmış bir ışın demeti olan lazer ışını, vücuttaki kanın içerisinde bulunan oksihemoglobin isimli madde tarafından soğurulmaktadır. Tedavi esnasında gerçekleşen ışının emilmesi-soğurulması esnasında istenilen ufak bir bölgede çok yüksek ısı oluşması ile kılcal damarın büzüşerek yapışması sağlanır. Böylece damardan geriye kalan kısımlar, organizmanın kendi savunma mekanizması tarafından ortadan kaldırılmaktadır.